Top Social

Süleymancılar uyarıyor: ‘Güncelleme’ çıkışının arkasında yine çok büyük ihanetler var. | Mehmet Fahri Sertkaya

akademi dergisi, mehmet fahri sertkaya, ali erbaş, diyanet işleri başkanlığı, recep tayyip erdoğan, süleymancılar cemaati, içimizdeki israil, numan kurtulmuş, sabetayistler, gerçek yüzü, FETÖ, videolar,

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, Tayyip Erdoğan ile birlikte, vatana ihanet suçlamasıyla yargılanması ihtimali çok yüksektir. Hatta bunun kesin olduğunu söyleyenlere itiraz etmek, öyle kolay şey değildir. Gerçekten vahim şeyler yaşanmıştır ve yaşanmaktadır.


Kıymetli Müslümanlar! Osmanlı’yı içeriden ihanetlerle yıkan, bizden gözüküp sürekli bize ihanet eden, Kamalizm maskeli bir Sabetayist rejimi hile, ihanet ve devlet terörü ile kuran kripto Yahudiler, kripto Ermeniler, Masonlar ve Siyonizmin adamları tarafından, 1924 yılında tesis edilen Hıyanet İşleri Başkanlığı'nın, günümüzdeki başkanı olan ve geçmişi FETÖ’cülük dolu olup bir nevi misyonerlik de dolu olan Ali Erbaş’ı ve başında bulunduğu kurumu kale almamanız husunda, Süleymanlılar cemaati olarak sizleri ikaz etmeyi vazife biliyoruz.


Uluslar arası Masonik ve Siyonist bir derin devlete yardım ve yataklık, uluslar arası Misyoner örgütlerine yardım ve yataklık, bunlarla organize çalışan İçimizdeki İsrail’e ve İçimizdeki Ermenistan’a yardım ve yataklık, vatana ihaneti somut ispatlarla göz önünde olan siyasi kimliğe sahip kişilere gönüllü yardım ve yataklık ve şimdi bu çerçevede görevini kötüye kullanmak dahil pek çok suçlama ile derhal yargılanması gereken Ali Erbaş, sizleri kasten aldatmaya çalışıyor.

Dini meselelerde, zorlanmadan söylemesi gereken doğruları, bu ümmete, millete, devlete düşman olan bu güç odaklarının menfaatlerini gözeterek söylemiyor, gizliyor. Söylemediği gibi, bir de söylememesi gereken yanlış bilgileri, bunların yanlış olduğu apaçık meydanda olduğu halde, bunların ilmi mesnedi/dayanağı ve geçerliliği olmadığı açıkça gözler önünde olduğu halde, gerçek bilgilermiş gibi söylüyor. Bu yaptığının, aldanarak yapılamayacağı ve açık bir suç eylemi olduğu gözler önündedir. Bu derece vahim ihanetler yaşanıyorken milletimizi ikaz etmek bizlerin vazifesidir. Ha şimdi, ha bir müddet sonra, bunlardan mutlaka ama mutlaka yargılanacaktır.

Hakkında Kur’an’da ve sünnette delil bulunan hususlarda zaten içtihat olmaz ama Erbaş’ın iddiasının aksine, zamanın değişmesi ile içtihadi meselelerde de fetva değişmez, güncelleme olmaz. Sizler ve bizler, Hanefi mezhebine mensup Müslümanlar olarak asırlardır aynı içtihatlar ile amel etmiyor muyuz? Her asırda, her dönemde birileri çıkıp İmam-ı Azam hazretlerinin fetvalarını ya da amelde hak olan diğer üç mezhebin fetvalarını güncelledi mi, hayır… Pekiyi, yenilikler sadece bizim dönememizde mi çıkıyor, yaşanıyor, hayır… Öyle ise şu günlerde, kötü niyetli birileri tarafından, devlet gücümüz su-i istimal edilerek yine, yeniden ve çok büyük/vahim planlar uygulama sahasına konuyor demektir.


Bir meseledeki içtihadın değişmesi iki yolla mümkün olur:

1- O meselede artık içtihada ihtiyaç bırakmayan bir sahih hadis duyulur, bulunur. O mesele artık içtihada kalmış bir mesele olmaktan çıkıp hakkında delil/kaynak bulunan bir mesele olur.

2- O meselede, yeni yetişmiş bir başka müçtehit imam yani mezhep imamı, kendi gücü ile içtihat eder, onun içtihadı farklı/değişik olur ve isteyen Müslümanlar ona tabi olur.

Çağımızın Müslümanları için birinci seçenek devre dışıdır. İkincisi mümkündür, içtihat kapısı her zaman açıktır. Başka birileri de İmam-ı Azam ya da diğer üç mezhep imamı derecesinde alim olabilir, o dereceye yükselebilir ama işte asırlardır olduğu gibi günümüzde de manzara meydanda… O dereceye yükseleni bulunamamaktadır. Öyle ise, şu an için ikinci seçenek de devre dışıdır ve içtihadî meselelerde yeni içtihatlar yapacak muteber hiç kimse yoktur. Yok olmasına yok da, diyelim ki mezhep imamı seviyesine gerçekten ulaşmış birileri yetişmiş olsun… Burada şunu iyice idrak etmek gerekir ki onlar da İmam-ı Azam hazretlerinin içtihatlarını güncellemeye falan kalkmayacaklar. Hanefi mezhebini delik deşik etmeyecekler, güncellemeyecekler. Kendileri de mezhep imamı seviyesinde oldukları için her meselede kendi içtihatlarını yapacaklar. Akıllarında/niyetlerinde ''güncelleme'' diye bir şey olmayacak. Yeni hak mezhepler kuracaklar ki buna da ''zamanın değişmesi ile içtihatların yenilenmesi'' denemez. Burada içtihatların yenilenmesi, zamanla alakalı değil, müçtehitle alakalı… İçtihat mesabesindeki birinin, başka bir müçtehide tabi olması zaten haramdır. Kendisi, bir müçtehide tabi olmayıp içtihat etmek zorundadır… Bu yeni bir hak mezheptir. İyice anlaşılmıştır ki, Erbaş, halkın ilmi yetersizliğini bilip kelime oyunları yapmaktadır. Tıpkı, ondan bir iki gün evvel, aynı hususta benzeri oyunları yapan ve resmiyette Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı olarak gösterilen CIA raportörü İbrahim Kalın gibi…


Bu durumda, ''Mezhebin ne olduğunu fıkıh dilinde anlat bakalım'' dense buna muvaffak olamayacak kadar din bilgisinden yoksun sahte diplomalı bir gayr-i resmi Cumhurbaşkanının… Önce açıkça ''güncelleme'' ilan edip ''Şimdi beni tefe koyacaklar amaaaa ben onlara ayar vermeyi de bilirim'' şeklinde müstehzi/alaycı, kibirli çıkışlar yapmasının… Ardından da sert şekilde duvara çarpınca, toplumun genelinden sert tepki görünce kendisi ''ayar alıp'' da, aslında geri adım atmadığı halde geri adım atmış gibi görünmesinin… Sonra aynı art niyetle yoluna devam etmek için bu defa ''içtihat''ı araç edinerek, alet ederek ve gerçek niyetini gizleyerek yine de ''dinde reform''a yol bulmaya çalışmasının tek tarifi ve tabiri vardır: İhanet…

Bu şahıs, geçtiğimiz senelerde de bu ihanetleri açıkça yaptı; mezhepsizlik dayattı, aslında bir mezhep olmayıp İslam’ın ta kendisi, bozulmamış hali olan ehl-i sünnete harp ilan etti, ehl-i sünnet Müslümanları ırkçılarla, teröristlerle aynı cümlede yan yana anıp tel’in edip hedef gösterdi. Bunun için ehl-i sünnet Müslümanları kendi keyfince ''mezhepçi'' ilan etti ve yine Hıyanet işleri başkanlığını da bu suçlarına alet etti. O vakit de yine ehl-i sünnet cemaat ve tarikatlara ''sert şekilde'' çarpıp ayar almış, ilerlemeye yol bulamamıştı ve bu projelerden geri durmuş/dönmüş gibi görünmüştü. Hatta bundan sonrasında bir de ehl-i sünnet vurgusu yapmak zorunda kalmış ve koyunlarını otlatmıştı. Bizler ise bunlardan geri dönmediğine emindik, şu günlerde yaşananlar da bizim haklılığımızı gözler önünde serdi.


Bu kadro, devletimizin gücü ve kurumları üzerinden, onca sene ''Dinler arası diyalog'' maskesi ile devasa bir misyonerlik faaliyeti sergilemiş kadrodur. İbneliği, misyonerliği, zinayı, evlilerin zinasını, domuz etini serbest bırakmış bir kadrodur. Siyonizmin ''BOP İslamcılığı''na, ''ılımlı İslam'' projesine gönüllü hizmet etmiş bir kadrodur. Bu ihanet projelerinin en tesirli ve en öne çıkan isimlerinden biri; Davos’ta ''Din ve kültür gibi yapay bölünmeler'' cümlesini ve ayrıca farklı mekanlarda çok defa ''Dört hak din'' cümlesini kurmuş olan, Haçlı seferlerini ''sevgi, kardeşlik, kültürel alış veriş'' olarak tanımlamış olan, günümüz Haçlı seferlerine devletimizi ve topraklarımızı merkez üs yapan, Irak’ta milyonlarca Müslümanı akıl almaz surette katleden Allah’sız Amerikan Coni’lerine ''kahraman'' deyip hayır dua eden, suçları ve ihanetleri ana başlıkları ile alt alta yazılsa bile bir cilt kitap tutacak olan CIA piyonu Tayyip Erdoğan’dır. Ali Erbaş da CIA piyonu ve vatan haini olduğu somut çok yüksek sayıda delil ile ispat edilen Erdoğan çok yakında yargılanırken, onun suç ortağı olarak yargılanacaklar arasında olacaktır.


Muhterem Müslümanlar! Şu anda Kültür Bakanı olan Numan Kurtulmuş, kısa süre öncesine kadar Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan sorumlu devlet bakanı idi. Biz Süleymanlılar, kurulan bu pusuları, yapılan bu ihanetleri bozmak için Numan Kurtulmuş’un Sabetaycı bir gizli Yahudi olduğunu meydana serip ''Vatana ihanet kapsamında yargılanmalıdır, yargılanmasına mani olanlar da yargılanmalıdır.'' dediğimizde, kabinede en geriye, Kültür Bakanlığı’na çekilmiştir. Diyanet’in tarihi boyunca, çok sayıda gizli Ermeni, gizli Yahudi ve Mason Diyanet İşleri başkanları görev yapmıştır. Bu hususları anlatan yayınları, yaklaşık on senedir Akademi Dergisi’nde paylaştık. O yayınlarımızdan da istifade etmenizi, ihanetleri çoktan tescilli ve iktidarları aslında yıkılmış halde olan ve çok yakında yargılanacak olan bir avuç hainin ihanetleri karşısında gereksiz sıkıntı çekmemenizi, kanuni haklarınızı kullanmanızı, davacı olmanızı, Anayasal haklarınız dahilinde sert şekilde eleştirmenizi, basın-yayın yolu ile tepki göstermenizi; ümmetin, milletin, devletin bekası icabı, ısrarla tavsiye ederiz.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi




















Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eski başkanlarından Süleyman Ateş…


AKPKK organize suç, terör ve ihanet örgütü hükumetinde Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan sorumlu devlet bakanlığı yapan, şimdilerde ise İçimizdeki İsrail’in kurumsal gazetelerinden olup resmiyette Sabetayist Aydın Doğan üzerinde gösterilen Hürriyet’te yayın kurulu üyesi olan, “Bu adam Müslüman olamaz” dedirten yüzlerce sözü olan Mehmet Aydın…
BU YAYINIMIZI SOSYAL AĞLARDA PAYLAŞMAYIN, çünkü CIA SANSÜRLEYECEK ve kimse görmeyecek.

Bizi, gerçek sahibi CIA olan Facebook başta olmak üzere, Amerikan sosyal ağlarının  ve video kanallarının hiçbirinde sağlıklı/sansürsüz/özgür bir şekilde takip edemezsiniz. Senelerdir sansürleniyoruz ve bunu yüzlerce somut teknik delil ile, ayrıca binlerce kişinin şahitliği ile ispat edebiliyoruz. Buradaki yayınlarımızı/videolarımızı da Amerikan sosyal ağları üzerinden yaymayı başaramazsınız.

BİZİ TELEGRAM GRUBUMUZDAN TAKİP ETMELİSİNİZ

Paylaşımlarımızı anında görüp takip etmenin tek sağlıklı yolu Telegram grubumuza üye olmanızdır. WhatsApp'ın da gerçek sahibi CIA'dır ve Telegram, WhatsApp'ın alternatifi olan bir yazılımdır, bize has ve tarafımızdan üretilen bir yazılım değildir. Dünyada, onlarca devlette yüz milyonlarca kişi tarafından güvenle kullanılır. Güncel paylaşımlarımızdan anında haberdar olmak için www.telegram.org adresinden, kullandığınız cihaza uygun olan bir uygulamasını kurup, şuradaki Telegram kanalımıza takipçi olabilirsiniz: http://www.t.me/AkademiDergisi



Lütfen okuyun: Milletimiz arasında hatalı bir şekilde 'Süleymancılar' denilen 'Süleymanlılar' cemaati ve ayrıca Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretleri hakkında en doğru bilgileri şuralardan alabilirsiniz: 

- İlmi meseleler, sohbetler, nasihatler: http://www.SuleymancilarCemaati.com

- Siyasi ve tarihi meseleler: https://medium.com/@suleymancilarcemaati
ilk yorumu sen yap
Yorum Gönder

Seviyesiz ve samimiyetsiz yorumlar onaylanmaz. Küfür, hakaret, karalama içerikli yorum yapanlar hukuka sevk edilir. Yorumlardan hukuken yorumcular sorumludur.