Duydunuz mu?
"Süleymancılar gazete çıkarmış"
Her yerde bu twit dolaşıyor.
Yoksa hala duymadınız mı?
"Yeni Türkiye"nin umuduymuş bu gazete...
Hepiniz "Yeni Türkiye"nin ne olduğunu zaten biliyorsunuz.
Gazetenin reklamının bile nasıl yapıldığını, kimin ve hangi meselenin manşete çekildiğini ve hangi ortak söylemlerin tercih edildiğini de görüyorsunuz.
Büyüğümüzün, merkezimizin bu meselelere bakış açısını, bu hususlarda ne kadar kararlı ve hatta gereğince sert olduğunu da biliyorsunuz. Yıllardır Akademi Dergisi'nde bizlerin, ne korkunç yanlışları, vurgunları, soygunları hatta ihanetleri ispatları ile paylaştığımızı da biliyorsunuz. Hâlâ bu partinin peşinde koşanlara yıllar önce "Şu yolda içtiğiniz çorbalar bile haram olsun" denildiğini, kardeşimiz sayılmadıklarını ve topluca kovulduklarını da biliyorsunuz. Son seçimlerde bile bu partiye oy kaydırmaya çalışan bazı sözde kardeşlerimizin ve hocalarımızın da merkezimizden nasıl bir karşılık gördüklerini de biliyorsunuz.
Gazetenin adını "İkbal" ya da "Nakit" koysalarmış, bence daha isabetli olurmuş. Çünkü bütün bu korkunç gerçekleri, bu gazetenin sahibi Hüseyin Çakmak da biliyor ama bilmezden gelebiliyor. Neden acaba bu derece akıl almaz işler yapabiliyor?
Ali Eren hocadan bizzat dinlemiştim, isminden, renk tercihlerine kadar her şeyinde "gönderme" bulunan ve cemaatin mensuplarının zihinlerinde "aidiyet" hissi uyandırmaya çalışan Haber Kıta'nın (www.HaberKita.com) sahibi olup şimdi bu gazeteyi çıkaran Müteahhit Hüseyin Çakmak'ı anlatmıştı.
Ali Eren'e bu Hüseyin Çakmak bir seferinde "Hocam eskiden belediyede imar işleri oluyordu, çok uğraşıyordum. Şu basın işine girdim, Haber Kıta'yı açtım, şimdi çok havam var. Hiç uğraşmadan her işimi çözüyorlar" demiş. Ondan sonra işleri ne kadar açıldı, kaç bina dikti, hangi projelere girdi, şu anda kaç projesi var, işleri nasıl, ben hiç bilmem ve ilgilenmem de... Çünkü benim için bir kimsenin, mensup ve kardeş gözüktüğü halde, büyük sözüne itaat etmemesi, onu anında silip, ezip geçmem için yeterlidir.
Sonrasında bu Hüseyin Çakmak ile, sosyal medya mesajlaşması üzerinden bir atışmamız da olmuştu. Beni ekleyip mesaj atmıştı. Ne kadar lüzumsuz, ne kadar yetersiz/donanımsız biri olduğunu, basın-yayın ile görevlendirilecek vasıfları hatta herhangi bir hizmette görevlendirilebilecek biri olmadığını görmüştüm.
Beni de Haber Kıta'ya yazar yapmaya çalışacaktı aklı sıra... Anında görmesi gereken karşılığı gördü. Biraz aklı başında olsa benim gibi birini, AKPKK şakşakçılığı ile meşhur ve şakşakçı takımı yazar kadrosu ile meydanda olan sitesine, yaklaştırmazdı, bana selam bile vermezdi.
Öyle hareketler sergiliyordu ki, "Bu adamın bir rahatsızlığı mı var, psikolojik sıkıntı içinde olduğu bir dönem mi geçiriyor acaba?" demiştim kendi kendime... 62 tane yazarı olduğu iddiası ile nahoş tavırlar ile övünüyordu. Kurslarımızdan yeni yeni mezun olmuş bazı hoca hanımları bile, yazardan sayıp Haber Kıta kadrosuna katmıştı. Sonra Emine Şenlikoğlu'ndan tutun Vehhabi Nurettin Yıldız'a kadar herkesin yazılar yazmasına izin veriyor, ya da bunların başka yerde yazdıkları yazıları sitesinde yazarlarmış gibi paylaşıyordu. Artık bu yazar şahıslara tek tek sormadığım için, hangisini yapıyordu bilemem... Müdahale etmiş, hanım hocaları ve daha başkalarını bu yanlıştan vazgeçirmiş, Haber Kıta'nın ve sahibi Hüseyin Çakmak'ın izinsiz olduğunu, cemaatimiz ile bir bağı olmadığını, cemaatimizi ve kıymet verdiğimiz kişilerin isimlerini şahsi çıkarları için kullanıp dünya menfaatine alet ettiğini, cemaatimizin bundan son derece rahatsız olduğunu, bu kişinin ve yaptıklarının cemaatimizle bir bağının olmadığını anlatmıştım.
Ne kadar gariptir ki Ali Eren Hoca bile, bu sitede yazabiliyordu. Sürekli izah etmeme rağmen benim iznimi aşırı derecede sıkıntı yapan Ali Eren hocanın bu herifin sitesinde yazmasını ve bu yaptıklarını ve izinli olup olmadığını mesele etmemesini de çok manidar buluyordum. "Dur bakalım, herkesin müstahakı ne ise bulur onu" demiştim. Arada çok hadiseler oldu, çok şeyler yaşandı ve bunları Akademi Dergisi Facebook sayfasında daha önce de duyurdum. Gelinen noktada ne kandırdığı hocahanımlar ve hocaefendiler, ne Ali Eren kaldı yazar olarak. Hatta böyle samimiyetsiz ve izinsiz tiplerle ve yalan yanlış işleri ile uğraşmak yerine büyük bir gayretle ve samimiyetsiz tavırlarla Akademi ile uğraşan Ali Eren Hoca da şu anda hiçbir yerde yazı yazamıyor.
Herkes iyice bilmeli ki Süleymanlılar ya da bazılarının tabiri ile Süleymancılar, gazete çıkarmadı. Bu yapılan işlerin Süleymanlılar ile hiçbir bağı yok. Cemaatimiz, bu işleri yapanlara izin vermedi ve kıymet de vermedi ve bu güne kadar zararlarını asgariye indirmek için gerekeni de yaptı. Ama bazılarının mühleti uzun olur, çünkü neticesi çok feci olacak, helak olacaktır da öte alemde hiçbir bahanesi olamasın diye uzun mühlet verir Mevla...
Büyük sözü dinlemeyen, büyük bulur belasını...
On milyonlarca mensubu bulunan Süleymanlı cemaatine de mutlaka yanlış kişiler katılabilecektir. İşte herkesin gördüğü üzere, cemaatimizin yalan yanlış işler yapan hiç kimseye eyvallahı yoktur, olmadı, olmaz da...