Top Social

Image Slider

Bakanın ölümü bir sır düğümü; Adnan Menderes'in bakanı Namık Gedik nasıl öldü? | Akademi Dergisi

adnan menderes, demokrat parti, gerçek yüzü, kimdir, namık gedik, nasıl öldü, süleyman hilmi tunahan, akşam gazetesi, mehveş evin

Bakanın ölümü bir sır düğümü; Adnan Menderes'in bakanı Namık Gedik nasıl öldü

İçişleri bakanı Namık Gedik, Süleyman Hilmi Tunahan'ın cenazesinin Fatih camii haziresine gömülmesinin istenmesi üzerine;

➥ "Götürün o yobazın-gericinin cenazesini Karacaahmet'te bir çukura gömün" demişti... 
Bundan bir süre sonra gözaltında olduğu odanın camından atlayarak öldüğü iddia edildi. Lakin sonra meydana çıkan gerçekler bunun böyle olmadığını ve intihar etmediğini ispat etti. Netice olarak, içişleri bakanının nasıl ve neden öldüğü hala daha netleştirilemedi. Aşağıya alıntılayacağımız haber, Gedik'in o odadan atlayıp intihar edemeyeceğinin ispatı niteliğindedir...

Akşam Gazetesi'nden Mehveş Evin'in yazısı:

➥ Namık Gedik'in intiharı, 27 Mayıs 1960'ın karanlıkta kalan olaylarından biri... Menderes hükumetinin İçişleri Bakanı Gedik, darbe günü evinden alınıp Ankara Harp Okulu'na getirildi. Üç gün sonra, hapsedildiği odanın penceresinden atlayıp intihar ettiği söylendi. Aradan 48 yıl geçmesine ve ailesinin intiharı kabullenmesine rağmen, Gedik'in öldürüldüğü iddia edilir...

Mevlevi Tarikatını bozan Sabetayist; Bey Baba... | Akademi Dergisi

bey baba, hasan arıkan, kripto yahudiler, mehmed arıkan, mevlevi tarikatı, mevlevihane, mevlevilik, mustafa arıkan, sabetayistler, süleyman hilmi tunahan, akademi dergisi,

Mevlevi Tarikatını bozan Sabetayist; Bey Baba...

 
İslam dininin on iki hak tarikatından Kadiri ve Nakşi hariç diğer onu bozuldu. Bunların son ve hakiki mürşidleri yerlerine kimseyi bırakmadılar. Takdir-i İlahi böyle idi ve bu yollar sonlandırıldı. Lakin, bunu kabul edemeyen bazı tarikat mensubu kişiler, tamamen kendi kararları ile yollarını devam ettirmek ve mürşidlik iddia etmek yolunu tuttular. Bunların hiç birinin ve bunlardan sonra yerlerine gelen hiç birinin Rasulullah (s.a.v.) efendimizden manevi icazetleri yoktur. 

Güneşte ısı ve ışık yoktur. Güneş sadece bir yansıtıcıdır. | Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) | Akademi Dergisi

bilimin karanlık yüzü, Fizik, Güneş, Güneş enerjisi, Güneş sistemi, ısı, ışık, Mehmet Fahri Sertkaya, nükleer, radyoaktivite, Space Explorer, Süleyman Hilmi Tunahan, Yıldızlar,


Güneşte ısı ve ışık oluşmasını sağlayan enerji, kendinden değildir. Harici bir enerjidir. 



Şerit led diyotların ışıması
Güneşler aslında, tabii/doğal hallerinde ısı ve ışık yaymayan, billur gibi ve şeffaf bir yapıdadırlar... Aynı bu sağ tarafta gördüğünüz LED diyotlar gibi... Durduk yerde, kendi doğalarından ısı ve ışık yaymazlar, yayamazlar. 



İkisi de hariçten bir enerji çeşidi kendilerine ulaştığında derhal ısı ve ışık yaymaya başlarlar. 


Dünyamız ışığını güneşten alır güneş de ışığını, daha doğru ifade ile ısı ve ışık yaymak için gereken enerjiyi, yedi kat gökten daha yukarıda olan Arş-ı Ala’dan alır ve güneşte nükleer patlamalara eş patlamalar olduğu, bunun da ısı ve ışık yaymasını sağladığı iddiası, sadece isabetsiz bir teoridir. İspat da edilememiştir. 

Son müceddid | Son Mürşid-i Kamil: Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) | Akademi Dergisi

Son müceddid | Son Mürşid-i Kamil: Süleyman Hilmi Tunahan

Son müceddid | Son Mürşid-i Kamil: Süleyman Hilmi Tunahan
EBU'L-FÂRÛK SÜLEYMAN HİLMÎ TUNAHAN (K.S.)
Süleyman Hilmî Tunahan (k.s.) Hazretleri, Rûmî 1304 (Hicrî 1305 - Mîlâdî 1888) yılında Silistre'de dünyâya geldiler. Babası, tahsîlini İstanbul'da tamamlamış ve Silistre'nin Satırlı Medresesi'nde yıllarca müderrislik etmiş Osman Fevzi Efendi'dir. Dedesi ise Kaymak Hâfız
nâmıyla mâruf bir zât olup 110 yaşına doğru vefât etmiş olan Mahmûd Efendi'dir.
Hocazâdeler olarak bilinen bu asîl âilenin ceddi İdris Bey'e dayanır. İdris Bey, Fâtih Sultan Mehmed tarafından Tuna Hanı nasbedilmiş ve üstelik kendisine kız kardeşi tezvîc edilmiş bir zâttır. Osman Fevzi Efendi, İstanbul'da tahsîline devam ederken rüyâsında, vücûdundan kopan bir parçanın gökyüzüne çıkıp etrâfa ışıklar saçtığını görür. Rü'yâyı, sulbünden gelecek bir evlâdının dünyâyı ma'nen aydınlatacağı şeklinde tâbîr eder. Bu isti'dâdı; Fehim, Süleyman Hilmî, İbrâhîm ve Halîl isimli dört oğlundan Süleyman Hilmî'de görür. Onun yetişmesi için hiçbir fedâkârlıktan kaçınmaz ve fevkalâde alâka gösterir.
Süleyman Efendi, ilk tahsîlini Silistre Rüşdiyesi'nden sonra Satırlı Medresesi'nde yaptı. Daha sonra babası, tahsîlini tamamlamak üzere onu İstanbul'a gönderdi ve şu tavsiyede bulundu: 'Oğlum! Usûl-i fıkıh ilmine iyi çalışırsan dîninde kuvvetli olursun, mantık ilmine iyi çalışırsan ilminde kuvvetli olursun.'